Eğitimci Yazar Dr. Ay: Yapay zekânın bilinçsiz kullanımı öğrencilerde tembelliğe yol açabilir

Eğitimci Yazar Dr. Orhan Ay, yapay zekâ uygulamalarının bilinçsiz kullanımının öğrencilerde zihinsel tembelliğe ve sosyal ilişkilerde zayıflamaya yol açabileceği uyarısında bulundu.
Yapay zekâ teknolojileri, hayatın birçok alanında olduğu gibi eğitimde de yaygınlaşırken, uzmanlardan peş peşe uyarılar geliyor.
Eğitimci Yazar Dr. Orhan Ay, yapay zekânın doğru ve bilinçli kullanımının önemine dikkat çekerek öğrencilerde oluşabilecek bağımlılık, sosyal izolasyon ve güvenlik risklerine karşı aileleri ve eğitimcileri uyardı.
Dr. Ay, son yıllarda hayatımıza giren yapay zekâ uygulamalarının eğitimde önemli avantajlar sunduğunu ancak bilinçsiz kullanımının telafisi güç zararlara yol açabileceğini vurguladı.
Zaman kazandırması ve teknolojinin eğitimde etkin kullanılmasına katkı sağlaması açısından faydalı olabileceğini söyleyen Ay, bu teknolojilerin kontrolsüz kullanımının ise öğrencilerde zihinsel tembellik ve sosyal kopukluk gibi ciddi sorunlara neden olabileceğini ifade etti.
"Yapay zekâyı bilinçsizce kullanmak faydadan çok zarar getirir"
Dr. Orhan Ay, yapay zekânın bilinçsiz kullanımının eğitim sürecine olumsuz etkilerini şu sözlerle dile getirdi:
"Malumunuz olduğu üzere, son yıllarda hayatımıza çok sayıda yapay zekâ platformu ve uygulaması girmiştir. Elbette yapay zekâ uygulamalarından ister istemez istifade edeceğiz. Zira bu uygulamaları kullanmak, zaman açısından ve teknolojinin eğitimde etkin kullanılması bakımından bize birtakım faydalar sağlayacaktır. Ancak ebeveynlerimize ve öğrencilerimize şu uyarıda bulunuyoruz: Yapay zekâ uygulamalarını bilinçsizce kullanırsak, dikkatli olmazsak, bu teknolojiler faydadan çok zarar getirebilir."
"Zihinsel tembellik ve bağımlılık oluşturabilir"
Yapay zekânın öğrencilere sunulacak ödev ve projelerde doğrudan kullanılmasının ciddi sakıncalar doğurabileceğini belirten Ay, "Yapay zekânın hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Dezavantajlarına gelecek olursak; öğrenciler eğer tüm ödev ve çalışmalarını yapay zekâ aracılığıyla yaparlarsa, zamanla yapay zekâya karşı bir bağımlılık geliştirebilirler. Bu bağımlılık, öğrencinin uygulamalı öğrenme yöntemlerinden uzaklaşıp sürekli olarak yapay zekâya yönelmesine ve dolayısıyla zihinsel tembelliğe neden olabilir." diye belirtti.
"Z kuşağı, sosyalleşmeyi bile yapay zekâ üzerinden yürütüyor"
Z kuşağının sosyal ilişkiler yerine yapay zekâ ile vakit geçirmeye başladığını belirten Ay, bunun sosyal gelişimi olumsuz etkileyebileceğini söyleyerek, "Özellikle Z kuşağı olarak tanımladığımız gençler, son yıllarda sosyalleşmeyi de yapay zekâ üzerinden yapmaya başlamışlardır. Saatlerce yapay zekâ platformlarıyla sohbet edebiliyor ne yiyeceklerini veya ne giyeceklerini dahi yapay zekâya danışabiliyorlar. Zamanla bu uygulamalarla duygusal bir bağ kurabiliyorlar ki bu bağ, yapay bir bağdır. Bu durum, öğrencinin çevresiyle, ailesiyle, arkadaşlarıyla doğal ilişkiler kurmasını ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyen bir dezavantajdır." şeklinde konuştu.
"Yapay zekâ ödevi yapmak değildir, ödevi kolaylaştırmaktır”
Öğrencilerin araştırma, analiz ve sentez yapma becerilerini geliştirmesi gerektiğini belirten Eğitimci Ay, "Eğer ödevlerimizi yalnızca yapay zekâya sorar ve onun verdiği yanıtları doğrudan kopyalayıp teslim edersek, beynimizi yeterince çalıştırmamış oluruz. Oysa ödevin asıl amacı; öğrencinin araştırma yapmasını, bilgi edinmesini, bu bilgileri analiz etmesini ve sentezlemesini sağlamaktır. Ancak yapay zekâdan gelen bilgiyi olduğu gibi alıp sunmak öğrenciyi bu kazanımlardan mahrum bırakır." dedi.
"Kişisel verilerle yapay zekâya yaklaşmayın"
Öğrencilerin ve gençlerin yapay zekâ uygulamalarına fotoğraf ve kişisel veri yüklemesinin büyük güvenlik riskleri taşıdığına dikkat çeken Ay, şu uyarılarda bulundu:
"Gençler genelde kendi fotoğraflarını yapay zekâya yükleyerek farklı versiyonlarını elde etmekte ve bu görüntüleri sosyal medyada paylaşmaktadır. Ancak bu fotoğraflar art niyetli kişilerin eline geçtiğinde kötü amaçlarla ve hatta şantaj aracı olarak kullanılabilir. Bu yüzden yapay zekâya gizliliğimizi ihlal edecek hiçbir bilgi veya görseli yüklememeliyiz. Bize ait ve gizli kalması gereken verileri paylaşmak, bu verilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesi durumunda ciddi sorunlara yol açabilir."
"Yapay zekânın bilgisi her zaman doğru değildir"
Dr. Ay, yapay zekâ uygulamalarının zaman zaman yanıltıcı olabileceğini ve her bilginin doğruluğunun sorgulanması gerektiğini vurguladı: "Bir diğer önemli nokta da şudur: Yapay zekâ her zaman doğru bilgi vermez. Bazen veri tabanında yeterli bilgi olmadığı hâlde, yanlış veya uydurma bilgilerle yanıt verebilir. Bu nedenle yapay zekânın sunduğu her bilgiyi doğru kabul etmek yerine, mutlaka araştırmak ve doğruluğunu teyit etmek gerekir."
"Teknolojiyi bilinçli kullanmak şart"
Konuşmasının sonunda Dr. Orhan Ay, teknolojinin sunduğu imkânlardan bilinçli ve yerinde yararlanmanın önemini şu sözlerle özetledi: "Sonuç olarak, yapay zekâ bir teknoloji nimetidir. Bu nimetten bilinçli, yerinde ve etkili şekilde faydalanırsak, bize birçok alanda katkı sağlayabilir. Ancak bilinçsiz ve dikkatsizce kullanılması, telafisi güç sorunlara neden olabilir. Bu yüzden teknolojik araçları kullanırken dikkatli olmakta büyük fayda vardır." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
23 Nisan Dünya Kitap Günü dolayısıyla konuşan yazarlar Halit Ertuğrul ve İbrahim Halil Temel, dijital dünyanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, okuma alışkanlığının ancak ebeveyn ve öğretmenlerin birlikte vereceği emekle kazandırılabileceğini vurguladı.
Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı köylerde taşımalı eğitimle ilçe merkezindeki okullara giden öğrenciler, yetersiz denetim ve kontrol eksikliği nedeniyle mağdur ediliyor.
Batman'da "Gazze’den Cihana Müslüman Kadının Direnişi" konulu programda, Filistin’deki kadın direnişçiler üzerinden Müslüman kadının mücadeledeki yeri ve önemi vurgulandı. Akademisyenler, direnişin omurgasının kadınlar olduğuna dikkat çekti.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), 2025 yılı için yapılacak 15 bin sözleşmeli öğretmen ataması kapsamında başvuru sürecini bugün itibarıyla başlattı. Öğretmen adayları başvurularını 5 Mayıs'a kadar e-Devlet üzerinden veya MEB’in resmî internet sitesi aracılığıyla gerçekleştirebilecek.